Lysistrata’ya Makedonya’dan iki ödül!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 2012-2013 yurt dışı turneleri kapsamında prömiyerini Uluslararası Stobi Antik Drama Festivali’nde yapan Aristophanes’in yazdığı Kemal Kocatürk’ün yönettiği Lysistrata “Kadınlarda Savaşırsa” festivalin yarışma bölümünde iki ödüle layık görüldü. Festivalin açılış oyunu olarak 13 Temmuz 2013 tarihinde sahnelenen Lysistrata’da En İyi kadın Oyuncu Ödülü’ne Nazan Yatgın, Sahne Görsel Efekt Tasarımı ödülü’ne ise Kemal Kocatürk ve Sırrı Topraktepe layık görüldü. Lysistrata “Kadınlar da Savaşırsa”, “savaş” ve “kadının toplumdaki yeri” temalarını işler. Savaşlardan bıkıp usanan kadınların eşlerini kaybetmemek ve daha güzel bir gelecek için yönetim merkezi Akropolis’i işgal etmeleri ve erkeklerin savaşa katılmaları durumunda kadınlıklarını öne çıkarmaları anlatılır. Çevirisini Azra Erhat – Sabahattin Eyüboğlu’nun, sahne tasarımını Kemal Kocatürk’ün, kostüm tasarımını Canan Göknil’in, ışık tasarımını Murat İşçi’nin, efekt tasarımını Hidayet Öztürk’ün yaptığı oyunda müzik Mertol Şalt, koreografi ise Salima Sökmen imzasını taşıyor. Oyunda Berrin Akdeniz, Hülya Arslan, Murat Bavli, Demet Bozyaka Şalt, Ayşen Çetiner, Gökhan Eğilmezbaş, Çağrı Ö. Hün, Irmak Örnek, Bensu Orhunöz, Selçuk Soğukçay, İbrahim Ulutaş, Nazan Yatgın, Çağlar Yiğitoğulları, Çağatay Palabıyık rol alıyor.
Aslında çok güzel bir ekip çalışması olmuş. Ama ön sıramızda oturan oyunun yönetmeni ve yanindakilerin kneesyas-mirine sahnesi ve bazı sahnelerde alkış başlatma çabaları gereksiz ve yakışıksiz oldu.Oyun zaten alkışı hakediyor bazı oyunculara alkış başlatmak. Alkış ı hakeden diğer oyunculara ayıp olmuyor mu bilemedim
Kemal kocatürk ü bu çalışmasından dolayı kutlarız adına yakışan BİR oyun.Selçuk Soğukçay “vakti geldi”oyunundan sonra buradada çok iyi,Hülya. Arslan.demet Bozyaka,çağlar Yiğitoğlu ,Ayşen Çetiner e tebrikler, diğerlerini yazıp tekrar sinirlenmiyeyim.şarkılar müzikler harika,
70 li yılların eski şehir tiyatrolularıyız.gençlik oyunumuz lysistrata yı seyrettik.tiyatromuz ve sanatsal kimliğimiz adına üzüldük.sahnede gördüklerimiz bizim şehir tiyatromuza ait olamaz,corintoslu,boityalı rollerini oynayan bayanlar.tiyatro degaje açmak için yapılmaz bunun için tv lerin dizileri var oralara gidin,sahne kutsal bir yerdir,orayı kullanmayın,ucuz açılma yeri bu sahne olmamalı.şehir tiyatrosu sahnesini kendi kadınsı egonuza alet etmeyin.mirine rolünü oynayan bayan bu kadar ucuzluk yakışırmı bu sahneye çadır tiyatrolarında bile bu ucuzluklar olmaz.sarhoş rolündeki arkadaş, yazık sana utan yaptıklarından,sen kimsin birde salondaki bayanlara sarkıyorsun.ağzına Ş….yım…bok…gibi laflarla konuşan knesias. Birader li konuşan porolos biliyormusunuz biz bu oyuna çok değer verdik finalde ağladık, sizler ucuzluklarınızdan utanmadınız.k.kocatürk saygın bir tiyatro adamı onuda karaladınız..üstelik oyun için çırpınan arkadaşlarınızı zor durumda bıraktınız, vah tiyatromuz kimlere kalmış.
Lysistrata oyunu öncelikle “vakti geldi” oyunundan sonra Selçuk soğukçay’ı bambaşka bir rolde seyretmemizi sağladı ki yine çok başarılıydı,aslında eşimin, mirine (Nazan yatgın)in kulaklarımızı sömüren kahkahalarına sinirinin bozulup çıkalım demesine rağmen sabredip kaldık,yaşadığımız gündeme çok uyan bir oyun, demet Bozyaka (lysistrata) Ayşen Çetiner (kronike) Hülya Arslan (lampito ) çağlar Yiğitoğlu (parabulos) da çok başarılıydılar,( birde tiyatro broşürlere rol adlarını yazsa da bizde fotoğraf takibinden kurtulsak) corintoslu ve boityalı rollerini oynayan bayanlardan genç olanın dekolte merakı,diyerinin garip konuşması ( ı.örnek,berrin Akdeniz sanırım ) knesias rolündeki oyuncunun küfürlü konuşmaları .bu oyuna pek yakışmıyor kanaatindeyim,ama yinede güzel bir oyundu herkese teşekkürler,
Lysistrata oyunu final şarkısıyla hepimizi adeta ağlattı.başta Selçuk Soğukçay olmak üzere,Ayşen Çetiner,Demet Bozyaka,Hülya Arslan,Çağlar Yiğitoğlu’nu yürekten gönülden alkışlıyor,mesleklerine.oyuna ve de seyirciye olan saygılarını başımın üstüne koyuyorum.bu güzel oyunu bizlere en iyi şekilde aktarmak için ellerinden geleni yaptılar, ama ya diğerleri, mirine (N.yatkın sanırım)kulak tırmalayan kahkahaları bitmek bilmedi,salondan istediği reaksiyonu alamadıkta arttı,bir de üstüne knesias sahnesinde kendi kendine el çırparak seyirciden alkış almaya kalkmaz mı (ki alamadı) bu yüz yıllık kurum oyuncusuna yakışır mı.70 ine merdiven dayanmış ben böyle şey görmedim, sarhoş rolündeki oyuncu, çadır. Tiyatrolarında bile böyle ucuzluyor olmaz,ağzı burnu oynadı,dil çıkardı,seyirciyi güldürmek için arkadaşlarının bütün sahnelerini bozdu,(Gürhan eğilmez). Garip nidalarda oynayan,bacaklarını,elbisesinin üstünü açarak varolmaya çalışan genç kız, demii,yahaniii diye yırtılman bayan oyuncu,knesias da(Murat balnı)oynayan oyuncunun küfürlü konuşmaları,bu güzelim oyunu ve mesajını baltalamaktan başka ne işe yaradı,
Galalar oyuncular ve seyirciler için zor gösteriler.İlk bölümde kadınların ekeklere karşı yaptıkları savaş planları seyirciyi pyunun içine çekmeye başlamıştı, ama nazan yatgın’ın mirine rolüne yerleştirdiği uzun ve aslında anlamsız olan kahkahaları, yerel ağızla bağırmaları ve anlamadığımız vücut ve el-kol hareketleri,corinthoslu berrin akdeniz’in , eeee deemmmiii,ee yaaannnııı gibi garip ve anlaşılmayan konuşmaları doğrusu oyunun ritmini ve komedisini düşürmeye başladı. Oysa demet bozyaka,Ayşen çetiner,çağrı hün,hülya arslan,bensu orhunöz oyunu ve seyirciyi oldukça sıcak tutuyorlardı..erkeklerin salona girişleri ise oyunun en yükseldiği anlardan biriydi. Knesias-mirine sahnesinde murat bavlinin bütün enerjisi ve sevimliliği sahneyi kurtaramadı, oysa sahne içinde barındırdığı muhteşem duygusal komedi ve cinselliği bir türlü yansıtamadı, çarşaf,yastık esprileri ise yeterli değildi.oyunda açılış dansının, üç kere tekrar edilmesi ise fazlaydı. Görsel efektler ise bize göre çok başarılı bir buluştu. Ama kuklalar sahnesi final bölümünü çok yavanlaştırdı.demet bozyaka,Ayşen çetiner ve hülya arslan’ın oyun içinde gittikçe yükselen performansları. Selçuk soğukçay’ın oyunu yüksek tutmak için gösterdiği performans oyun ve salon üzerinde kurduğu hakimiyet ve gösterisi çok iyiydi, çağlar yiğitoğulları ise bu gösteriye başarıyla ortak olarak oyuna ortak oldu ama birinci perde finalindeki sahnesinde oyun ritmini kaybetti gibi..salima sökmen dansları oldukça başarılıydı halay dansı salonu coşturdu. Canan Göknil kostümleri gösterişli ve göz alıcıydı oyuna ayrı bir renk katmış, mertol şalt müzikleri ise olağanüstü…kemal Kocatürk rejisi yine çok farklı anlatımlar içeriyor.bütün riskleri alarak bilinenin dışına çıkma çabaları onu farklı kılıyor. Kendisini tebrik ederiz, genel olarak bütün ekibi ve emeği geçen herkesi kutlarız..
stobi’de açık alanda seyrettiğimiz oyunu bu kez istanbul’da kapalı alanda seyrettik. Oyun görkeminden ve enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş, stobi’de hakettikleri ödülleri alamayanlar burada seyirci alkışlarıyla en güzel ödülü aldılar,, özellikle, demet bozyaka,Ayşen çetiner ve hülya arslan kadınlardaki oyunculukları,Selçuk soğukçay’ın hem erkeklerdeki hemde genel oyun performansı, çağlar yiğitoğulları’nın enerjisi , dikkat çekici oyunculuğu ve top yekün erkekler kadrosunun yüksek oyunu, aslında stobi jürisinin ödüllerdeki yanlışlığının netleşmesiydi..bazı rollerde temponun yer yer düşmesi ise seyirciyi pek rahatsız etmedi. Erkeklerin salona girişlerindeki davul şovu ve yüksek tempoları salonu bir anda ayağa kaldırdı.stobi de belki de ödülü en çok hakeden yönetmen kemal Kocatürk sanırım sahneye çıktığında en büyük ödülü seyirciden aldı..canan göknil’in kostümleri,salima sökmen’in dansları ve mertol şalt’ın müzikleri oyunu güzelleştiren etkenlerdi. Hepsinin emeğine sağlık….
Rejisi,dansları,müzikleri ve oyunculuklarıyla kaliteli bir oyun izledik. Seyirciyi iğreti eden yanlarda vardı. Antik yunanda ,saf,genç,alımlı ve cinsellik simgesi mirine rolü, çılgın yengeye dönmüş, oynayan oyuncu makedonyada ödül almış demek ki onlarda şaşırmış, corinthoslu rolünü oynayan oyuncu kusura bakmasın ama o konuşma tarzıyla çok antipatikti oyunun kalitesini düşürdüler.bu oyunda böyle tiplemeler olmamalı çünki diğer oyunculara yazık oluyor. Galiba bu roller sayın kocatürk’ün gözünden kaçmış. Görsel efektiyle dekoruyla Kocatürk üst düzey bir iş çıkarmış,bir iki aksaklık dışında oyuncular mükemmel belli ki, kendileri için olduğu kadar oyun için de oynuyorlar ve bu oyunun enerjisini yükseltiyor onların coşkusu oyunun sonunda seyircinin coşkulu alkılarına dönüşüyor.hepsine kocaman tebrikler.ve harika danslar ve müzikler için salima sökmen ve merotl şalt’a bravo
aşağıdaki yazıyı yazan hülya bilen şimdi aynı oyuncuları alaya alıyor galiba…”"”ibşt oyuncu sıkıntısı çekiyor anlaşılan, ,çok yazık,selçuk soukçay ve hülya arslanın oyunculuklarına sapka çıkarıyorum,bu kadar kötü oyunculuklar içinde var olabiliyorlar,ayşen çetiner oyuna renk katıyor, selçuk soukçay bizleri duygudan duyguya geçirdi müthişti…”"”"