Isınmış Zehir
Lale hanım ıssız kadın idi.10 yıl olurdu ki , Kengerli ailesinde hem hizmetçi , hem de hemşire gibi çalışıyordu . Artık Lale bu ailenin üyesine dönüşmüştü ( Ailenin başkanı Geray Kengerli , eşi Taclı Kengerli , çocukları Oğuz ve Aybeniz idi ) . Oğuz ve Aybeniz ebeveynlerinin çalışmaları ile ilgili zamanlarının çoğunu « Tatlı ana » dedikleri Lale hanımla oluyorlardı . Lale de bu iki çocuğu doğurma biliyordu . Bu aileye hizmete geldiği günden kendisinin bir odalı evini kira verip burada yaşayrdı . O , aileden , aile ise ondan çok memnun oldu . Bir gün kira hakkını almaya giden Lale akşamüstü eve telefon etti … Desteği taclı hanım aldı : – Lale , nerdesin abla? Akşam oldu , hala gelip çıkmamışsın. Lale : – Taclı hanım , biraz işlerim var , eğer izin verirseniz , ben yarın gelirim , hem de size bir süprizim var ya ! – Hayrola , inşallah , ay Lale ? – Hayırdır hanım ( Lale böbürlenerek cevap verdi ) . – Yeter ki hayır olsun . Bir şeyler sabah erkenden gel . Çocuklar da , kendimiz de seni çok özlüyoruz doğrusu . – Taclı hanım , her heyi hazırlıyıb buzdolabına biriktirdim , akşam ve sabah yiyeceğiniz var . Sabah da kendim geleceğim ( Lale ve Taclı hanım öylesine desteği astılar ) . Aile mum yaptıktan sonra çocuklar kendi odalarına ders çalışmaya gittiler . Geray ve Taclı ise televizyona bakıyor , yarınki günlerini tartışıyorlardı … Sabah erkenden uykudan uyanan Taclı hanım ise geciktiğini dikkate alarak ( o , biyoloji öğretmeni idi ) kendisi kahvaltı etmeden sofrayı hazırlayıp eşini uyandırmaya gitti . – Günaydın , Geray ! Bebeğim, her şeyi sofrada hazır. Ben işe geç kalıyorum , çocukları da uyandır , yemek yiyin . Size katıla bilmediğim için beni affet . Taclı hanım çerçevede ders okuyordu , birden telefonuna çağrı geldi . Arayan çocuklarının sınıf başkanı idi . – Taclı hanım , pardon, rahatsız ediyorum , ama bunu söylemeliyim . Ders sırasında Oğuz ve Aydeniz iade yaptı , sık ambulans çağırdık , hastaneye götürüyoruz . Kendini kaybetmiş anne çocuklardan özür dileyip , çantasanı almayı bile unutarak Katılımcılar çıktı … Yarım saatten sonra Taclı hanım hastaneye ulaştığında çocukları yeni yol midesini yıkamak için özel şubeye götürmüşlerdir . Taclı hanım sınıf yöneticisinin telefonda dediklerinden başka onu öğrene bildi ki , sınıf rehberi Geray beye ne kadar çağrı yapsa da , cevap veren olmadı . Telaş içinde , gözyaşları dökerek Taclı hanım da Geray beye , sonra ise ev telefonuna çağrı yaptı . Cevap veren olmadı . Hem eşinin siyahına söylenir , hem de içerisinde bir korku hissediyordu … Bir saatten sonra doktorlar göründü . Onların yüzlerinden her şey anlaşılıyordu . Ancak yüreği yanan annenin ayakları esir , titreyen ellerini birbirine sıkarak : – Dertin alım , doktor , yavrularım nesi var? – Çok çalıştık , Allah bilir ki , elimizden geleni yaptık , fakat zehirlenmeden çok zaman geçtiği için onları kurtaramadık. Bu sözler Taclı annenin duyduğu son söz oldu . Feryadı göklere kalktı , tüm dünya başına yıkıldı annenin . Henüz bu son trajedi değildi . Ananı tutamayan tıp çalışanları ve sınıf başkanı ne yapacaklarını bilmiyorlardı … – Taclı hanım , bakın , eşiniz çağrı yapıyor . İkinci aramadan sonra sınıf başkanı telefonu açıp Taclı Hanım’ın kulağına tuttu . Taclı hanım ağlayarak – Geray , evimiz yıkıldı – dedi . Yok , telefondaki Geray değildi . – Taclı hanım , benim Lale ( Lale de hüngürüb ağlıyordu ) . – Lale , sizin de artık haberiniz var ? Geray yoldadır . Telefonunu evde bırakıp . Can , ay Geray , nasıl katlanacak bu derde ? ? ? – Taclı hanım , siz neden konuşuyorsunuz ( Ağlamak izin vermiyordu ki , konuşsun ) ? – Lale , Oğuz ile Aybenizin öldüğünü diyorum . Size kim haber verdi ? – Neee ? Aman Allah , böyle de zulüm olur ? – Deyip yüksek sesle ağlıyordu Lale . – Lale , Geray çoktan evden çıkıp , ona da belki de çocukların zehirlendiğini söylediler . – Taclı hanım , ben eve girince evde kimse yoktu . Evleri toparlamak için sizin odaya geçildiğinde ağzından kan gelmiş şekilde Geray beyi gördüm . Hanım , Geray bey öldü . Elinden telefonu kayıp düşen Taclı hanım da ruhen ve manen ölmüştü , sadece nefesi arada gelip gidiyor … Ertesi gün orta odasında yüzüne gün ışığı düşen Taclı hanım Ayılınca yanında hemşireyi ve ağlamadan saçları pırpızlaşıb gözleri şişmiş laleyi gördü . Hanımın ayıldığını gören Lale kendini tutamayıp ağlayarak onun boynunu sardı : – Allah kafamıza taş düşürdü . Lale ne kadar ağlasa da , gözleri bir noktaya dikilmiş Taclı hanım ağlamadı . Hemşire nasılsa Taclı hanımdan koparıp dışarıya çıkardı . Hastaneye gelip Taclı hanımdan açıklama almak isteyen polis işçilireni doktorlar hastanın psikolojik durumunun kötü olduğun söylediler . Rahmetlileri camide yıkadıktan sonra gömdüler . Yas yerine o kadar kişi gelmişti ki , yas töreninin üçüncü gününe gibi her gün mağara En azında 5-6 kez dolup boşalıyordu . Akraba – komşu , akrabalarla birlikte Geray beyin çalıştığı şirketten en önemli adamlar gelmişti . « Üç » törenini artık yola vermişlerdi . Bu üç günde Taclı hanım ortalıkta ruh gibi dolaşır , sanki bir şeyler planlıyodu . Akşam saat 9 olurdu . Kapının zili çaldı . Kapıyı açan Lale Taclı hanıma polislerin geldiğini söyledi . – Bırak gelsinler , – dedi . – Taclı hanım , akşamlar . Belki de zamansız gelmişiz , ancak uygunsanız , sizinle konuşmamız lazım. Sabah sofranızdan aldığımız örnekler şehir mahkemesine – laboratuvara gönderildi . Ancak pasta atıldığı , porsiyonlar krantın altına yığıldığ için alınan örnekler yetmeyebilir . – Allah benim boynumu kırsın , bilseydim gerekecek , pastayı atmazdım , kedi kremini yediği için attım , – dedi Lale . Polis şefi yüzünü Taclı hanıma tutup : – Kimden kuşkulanıyorsunuz , sizinle düşmanlık eden öyle bir kişiniz var mı ? ? ? Taclı hanım : – Yok , şimdiye kadar hiç kimseyle işimiz olmamıştır . Evizimizde ise en yabancı kişi lale . O ise artık 10 yıldır bizimle yaşıyor . Polisler birkaç gün gelip her iki kadını sorguya çektikten sonra geldikleri sonucu – farzı Taclı hanıma söylemeyi kararlaştırdılar . – Taclı hanım , elimizdeki tüm Lale hanımdan şüphelenmeye esas verir . – Yok , olamaz . Ben Laleden asla kuşkulanmam . – Bilir , hanım , şüphelenmeye esas veren odur ki , Lale hanım arayıp söyler kira hakkına almaya gitmiştim , birinci , Lale hanım evine gitmeyip , ikincisi , kira ücretinin vaktine henüz bir hafta varmış – bunu bize kira da kaldığı adam dedi . Daha bir şüpheli nokta – telefonda dedi ki , size yarın süprizim var . Bu süpriz halen ortalığa çıkmadığı için bu , seher yemeğine katılan zehir olabilir . Önce pastanın atılması bunu bir daha kanıtlamaktadır . Amaç ise sizin servetinize ulaşabilmek olabilirdi . Bu gerçeğe benzer deliller Taclı hanımı da ikna etmeğe başladı . Ertesi gün Laleyi şüpheli şahıs gibi gözaltına aldılar . Bir hafta boyunca kanıtları , araştırmadan çıkan sonuçları Lalenin karşısına koyup cevap istiyorlardı . Lalenin ise söylediği bir söz vardı : – Ben katil değilim , yediğim ekmeğe ihanet etmem . Ekspertizadan gönderilen gıdanın hepsi temiz çıksa da , pastanın örneğini daha daha net sonuç için dışa ülkeye gönderdiler ( öyle polislerin de şüphelendikleri pasta idi ) . Uykudan kalkan Taclı hanımın akşamdan ağlamaktan ve geç yattığı için başı ağrıyordu . Yataktan kalkıp birkaç gündür beğeniden düşürmediği mutfağa geçti . Evin her yerinde azizlerinin hatırası dolaşırdı . « Tefal » çaydanı eline aldı , istedi ağa taxsın , suyun az olduğun görüp doldurmayı karara aldı krantın karşısında çaydanlığın kapağını açıp içerisine baktı , gördüğüne inanmadı . Çaydanı yere atıp Zala kaçtı , bilmiyordu ne yapsın , ağlıyordu . – Biliyordum bunu Lale etmeyip , – dedi . Telefonun desteğini alıp şubeye çağrı yapmaya çalıştı , elleri titriyordu . Numarayı toplayan gibi kapının zili çaldı . Taclı hanım telefonu bırakıp kapıya koştu . Gelen şube müdürü idi . – Günaydın , affederiniz . Sizi rahatsız ediyorum , sizinle önemli İşim var . – Yok , rahatsız etmiyorsunuz . Öyle ben de size çağrı yapıyordum . – Biliyorum , Taclı hanım , biz yanılmışız . Lale Hanım’ın hiçbir suçu yokmuş . – Ben artık biliyorum . – Size şubeden haber vermişler? – Neyi ? – Dışa gönderdiğimiz numunenin temiz çıkmasını . – Hayır , ben ailemin ölüm nedenini buldum . – Nasıl bulmuşsunuz ? – Gelin benimle mutfağa geçelim . Taclı hanım elektrik çaydanını alıp içerisindeki « spiral » ın altında ölmüş kertenkeleni gösterdi . Bakın , budur benim ailemin imhasına neden . – Nasıl yani , Taclı hanım ? – Ben , biyoloji öğretmeniyim . Biliyorum Ki , zehirli sürüngenler , hem de kertenkele sıcak suya salınarken zehrini bırakıyor . O gün akşamdan zavallı Gerayla ( Taclı hanımın gözleri doluyor ) çay demleyip içtik , sıcak olduğu için mutfağın penceresini açtık , aklımdan çıkıp kaplamadan uyuya kalmışım . Sabah uyanınca ( Allah benim canımı alsın ) işe geç acele etdiğim için çaydan kalmış suyu ısıtdım , çaydanlığın içine bakmadım . Büyük olasılıkla , kertenkele akşam pencereden geçip çaydanlığın ağzından içine girip . Artık bana olan olup , Lale yok , ailemin ölümüne ben sorumlu . Gidelim , tahliye edelim , yanlış yaptığımı söyleyeyim , ayağına düşüp yalvarım , beni affetsin . – Daha geç , Taclı hanım . Lale bacı bu gece kameradan kendini asıp , bu mektubu da size yazıp . – Aman Allah , daha bir darbe . Bu ne hayattır , ikinci kez acelemin yüzünden sevdiğim insanı kaybettim ( Taclı hanımın kalbi gidiyor ) . Birazdan kalp ilacı ve soğuk su ile polis şefi Taclı eşi uyanmak bilir . Hem polislerin hem de Taclı hanımın kuşkulanmasından heyfsilenib , Lalənin susmasından çok kötü olduklarından konuştular . Polis şefi ev sahibene bir daha başsağlığı verip gitti . Taclı hanım pencerenin önünde Lalenin son mektubunu okumaya başladı : « Düz on yıl evel , vakti ile sevip evlendiğim eşimin her gün beni ve oğlumu içip dövdüğü için geçine bilmiyorduk . Bir kez içip beni dövende oğlum ne kadar çalışsa da , beni onun elinden alamadı . Geçip mutfaktan bıçağı alıp , babasını bıçaklayıp öldürdü . Mahkeme de gençliğin , beni savunma yapmana göre 10 yıl hapis verdi . Sizin evde işe düzelendetüm bunları gizlemiştim ki , hiçbir aile tanımadığı ve başına bu tür olay gelmiş insanı işe almaz . Aynı gün – size yalan söylediğim gün oğlum hapisten tahliye olacaktı , o süprizim ise övladımı size getirerek her şeyi size konuşacak idim . Biliyordum ki , beni kabul edersiniz . Fakat bu akşam oğlumu içeride öldürdüler . Artık yaşamanın anlamı yoktu . Gelmiştim sizinle öylesine ayrılım , gidip kendimi öldüreyim . Fakat bu faciadan sonra size destek olmak için yaşamaya mecbur idim . Çünkü siz bana hayat vermiştiniz . Ben sizin ailenizi öldürmemişim . Biliyorum , belki de düşünüyorsunuz ki , özgürlüğe çıkamayacağını anlayıp kendini öldürdü , bu mektupla kendini karaya çıkarır . Fakat and olsun ki , bizi yaratana , o on yıl demir parmaklıklar kalıp öldürülen Balamin kabrine , ben sizin ailenizi öldürmemişim . Hakkınızı helal edin . Sizi çok seven Lale » . Pencereye düşen yağmur damlalar pencerede , göz yaşları ise Taclı hanımın solgun yanağında kendine iz açmıştı .
Yazar Nemet Tahir
Yazarla Facebook iletişimi: https://www.facebook.com/nemettahir.qaraxanli
Son Yorumlar