Sanal dünyada kahraman olmayı kim ister?

Zafer Kalfa

Bir kere daha anlıyoruz ki dışarıdan göründüğü gibi değil kimse. Belirli bir yaşa gelmiş, şiir kitabı yayınlatmış ve az çok tanınmış bir insanın biraz daha olgun olmasını bekliyorsunuz. Çılgınlık mı; ona her zaman yer var ama seviyesizlik bu tarifteki bir insana göre değil.

Adını, sırf benim sayemde popülerliği artmasın diye iki kez anmak istemediğim bu sanal şair (sanal âlemi tercihinden dolayı ona bu sıfatı layık buuyorum), sanatı ve hayatı biraz olsun ciddiye almış, eser üretmeye odaklanmış olgun bir insan olsaydı aksi yöndeki tüm ısrarıma rağmen benimle feysbuyk’ta tartışmaya kalkışmazdı. Hatta rahatsız olduysa beni adam yerine koymaz, dönüp işine bakardı. Ama o da ne; kızcağız işi gücü bırakmış, bana paragraflar dolusu iletiler gönderiyor. Feysbuk hastası bu kız, benim feysbuk sayfamı açıp oradan benle ilgili bilgilere ulaşabileceği halde (ki sonra bunu da yapıyor) benim kendisi gibi işimi gücümü bırakıp bütün zamanımı ona ayırmamı, bir sınavdaymışım gibi hayat hikâyemi anlatmamı istiyor. Ona, gazetede yayınlanmış söyleşisini kitaba koymak istediğimizi belirttiğimde, kitabı ona adadığımızı, ne bileyim; sırf onun için bir kitap yazacağımızı falan sanıp derin bir hezeyana kapılmış olacak ki emrine amade olmamı bekliyor. Gerçekle yüzleşip kitaptaki yetmiş adaydan bir tanesi olduğunu yani kitabın çıkmasının şahsına bağlı olmadığını anlayınca da düş kırıklığı yaşadığından olsa gerek öfke kusmaya başlıyor. Aldığı olumsuz karşılıktan sonra sinirleri iyice gerilmiş olan şaircik bana uzun bir paragraf daha gönderiyor (hepsi g-mail postamda kayıtlıdır). Üstelik çocukça ve acizce bir davranışta bulunarak benim ona son bir cevap yazmamı da internetteki ustalığıyla engelliyor ki buradan da iki sonuç çıkartıyorum:

Bu kızcağız şairden çok bir internet kurdu gibi feysbukun bütün özelliklerini biliyor.

İkincisi; alacağı cevabın altında kalacağından o kadar emin ki buna cesaret edemiyor.

Öncelikle bilinmelidir ki, söz konusu kitap herhangi bir şahsı ilgilendirmez. İçinde pek çok kişinin yer alacak olması tek tek o kişileri yetki sahibi yapmaz. Çünkü bu bir biyografi kitabı değildir. Öte yandan kitabı hazırlayanların yapması gereken nezaket ve yasa gereği, adı geçecek olan kişilerden izin istemek ve her ne sebep ile olursa olsun izin vermeyenin kararına saygı duymaktır. Mesela kitapta yer almasına karar verilen kişiler ile şimdiden iletişime geçilmekte ve alınan olumlu ya da olumsuz cevaba göre isimlerin sıralanmasına devam edilmektedir. Şu ana kadar da bu kişi dışında hiç kimseyle bir sorun yaşanmamıştır.

Sanal dünyanın kahramanı, bana laf yetiştirmekten yorulmayıp Trabzon’daki arkadaşlarına beni ve yazarına yardımcı olduğum kitabı da soruyor. Tanrım; hırsından çatlamış olmalı! Acaba, elendiğini his eden bu kızcağız, işimize çomak sokup başka insanların da önünü mü kesmek istiyor? “Ben olamadım, kimse olmasın!” bencilliğine mi kapılıyor? Davet edilmediği toplantıyı basarak içerideki herkesi öldürmeye çalışan ruh hastalarındakine benzer bir halet-i ruhiye ile karşı karşıyayız. Olabilir; insanoğlu bu!

Kendisini eser üretmeye adayan büyük insanların, işlerini sessiz sedasız yapmaya çalışmalarının nedenini şimdi anlayabiliyor musunuz, dostlarım? Çünkü bu dünyada, kendisini kapsamayan her başarıya karşı eziklik his ederek salya akıtan bir sürü insancık vardır. Bu gerçekten hareketle, üzeri çizilen Seyhan Gemici’nin, kitapta yer alacak diğer isimleri düşünerek kıskançlık duygusu yaşamasını doğal karşılıyorum. Kendisine feysbuk dünyasında mutluluklar diliyorum.

Zafer KALFA

1 Yorum

  1. seyhanzede diyor ki:

    ağzınıza ve ellerinize sağlık…bir insancığı bu kadar güzel özetleyebilirdiniz….başarılar diliyorum

    Cevaplamak için giriş yapın

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.