Ölüler serisi üzerine…

Zafer Kalfa

Bu seri, tematik olarak değil ama biçimsel olarak bugüne dek üzerinde pek fazla durmadığım, her daim aklımın bir köşesinde olmasına rağmen tam olarak sahiplenmediğim değerlerden oluşuyor. Örneğin sarı, resimlerimde ilk kez bu kadar göz önünde ve belki de bu yüzden kimi zaman sırıtmış… Yine aynı şekilde yazılar -biçimsel olarak- resimlerimde ilk kez bu kadar öne çıkıyor. Ve belki de fizikî mekân ilk kez ortadan kalkarak, bugüne kadarki resimlerimin vazgeçilmezi olan küçük ve karanlık odalar neredeyse tamamen yok oluyorlar. Figürlerin içlerinde sıkıştığı o küçük mekânlar yerlerini ölümün rahatlığıyla olsa gerek(!), daha aydınlık daha sınırsız alanlara terk ediyorlar.Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu tema değil ama bu biçim, resimlerime aniden geldi. Hatta bu bir gecede oluverdi. Ani değişimlere alışık olmama rağmen bu kadar keskin bir fark ile karşılaşacağımı ummuyordum. Öte yandan, şimdilik geride bıraktığım ve bu sergide yer vermediğim bir armoni, bir doku, bir konu var ki ruh halimi sahiden yansıtması bakımından ona geri dönmek için de sabırsızlanmıyor değilim.

Ölüler, son derece içli ama bir o kadar da sade ve hatta gücünü bu sadelikten alan bir tema. Bu neden ile resim alanını tek rengin tonlarıyla doldurmayı yeğledim ki bu tarz, yıllardır en belirgin özelliğim olmuştur diyebilirim. Yani farklı renkler yerine tek bir rengin farklı tonlarını kullanmak adeta yegâne seçeneğimdir. Hoş, yer yer zengin dokular veya zıt renkler de görülebiliyor ki ben bunu, deneyci yanımı zamansız kullanmama bağlıyorum. Resimi önceden planlamadığım, bir eserin tamamını tuval karşısında ve ekseriya doğaçlama olarak oluşturduğum için deneylerimi de o sırada yapıyorum. Hatta bu yüzden pek çok resimim asla ama asla son bulmuyor ve bu durum canımı fena halde sıkıyor. Aksini denememe, mesela pek çok taslak alıp o taslağa bağlı kalmaya çalışmama rağmen dışavurumcu yanımı asla uslandıramadım. O halde şimdiden sonraki gayem, bu çalışma şeklimin bir eksiği var ise onu yine bu tarz dâhilinde gidermeye çabalamaktır. Belleğimde birikenleri, taşınamayacak ağırlığa ulaştıklarında tuvale savurmaktan başka çarem olduğunu sanmıyorum. Tek yapmam gereken doğru anı kollamak ve taşma /taşkınlık esnasında tuval karşısında olabilmek.

Leydi Diana, “Ölüler” temamın baş figürü olmadan önce kadın figürümdür. Şimdilik gerilerde bıraktığımı belirttiğim üslubun ana teması olan kadın, Ölüler’de de yerini almıştır ve Diana ve Taylor psikolojimin birer seçimidirler. Turan Erol’un ifadesiyle; bu temayı benim özüm seçmiştir. Örneğin Mona Lisa kadın ve ölü olması dışında benim için herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Şunu belirtmek istiyorum ki onlar, benim için birer ölü olmadan önce kadındırlar. Bu figürler cinsel birer obje olarak son derece kışkırtıcı, tüm sakin duruşlarına rağmen sahiden cezp edicidirler ama işte ölüdürler ve mekânları sonsuzdur.

Zafer Kalfa

Haziran’11

***

Not: Zafer Kalfa’nın Ölüler isimli sergisi Galeri Artist Ankara adresinde 9 Temmuz – 8 Ağustos 2011 tarihleri arasında izlenebilir.

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.