GEÇ TUNÇ ÇAĞI SANATI

Hattuşa’nın M.Ö. 1650 yıllarında I. Hattuşili tarafından başkent yapılmasından sonra Eski Hitit Devleti hızlı bir biçimde gelişmeye başlamış ve bu genişleme M.Ö. 1594 yılında I. Murşili tarafından Babil’in alınmasına kadar devam etmiştir. I Murşili’nin bir saray entrikası sonucunda öldürülmesinden sonra Eski Hitit Devleti uzun süre devam eden bir kargaşa dönemine girdi. Telipinu (M.Ö. 1525-1500) devam eden bu kargaşaya kimlerin hangi koşullar altında tahta geçeceklerini belirleyen bir düzenlemeyle son vermeye çalıştı. Ancak, bu kargaşa güçsüz kralların tahta geçmeleri ile bir süre daha devam etti.

Eski Hitit Krallığı olarak anılan bu dönemde sanat, başta Boğazköy olmak üzere Alişar, Alacahöyük, Eskiyapar, İnandık, Maşathöyük kazılarının ortaya koyduğu gibi büyük ölçüde Anadolu geleneğine bağlıdır. Seramikte teknik ve form bakımından Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda yaratılmış olan esaslar zamana uygun olarak devam etmiştir. Çok sevilen törensel içki kapılarının bu dönemde Boğazköy ve İnandık boğalarında olduğu gibi daha büyük boyda yapılarak kullanıldığı görülür.

Koloni Çağı’ndan da tanıdığımız kabartmalı vazo yapma geleneği, Eski Hitit döneminde de devam etmiştir.  Bu grubun en iyi örnekleri Eskiyapar, İnandık, Bitik gibi merkezlerde bulunmuştur. Kabartmalı motiflerin frizler halinde üzerine yerleştirildiği İnandık vazosu, bu tipin en iyi örneklerindendir. Devrin seramik formları arasında büyük boy banyo kapları, matara biçiminde kaplar, süzgeçli kaplar, kantaroslar ve çanak içindeki tanrıçalı kült kabı özellik gösteren türlerdendir.

M.Ö. 1450 yıllarında II. Tudhaliya’nın tahta geçmesiyle birlikte, Hitit Devleti politik ve askeri açıdan toparlanmaya başlamıştır. M.Ö. 1380 civarında I. Şuppiluliuma’nın tahta geçmesinden,  M.Ö.1200 Hitit Devletinin yıkılmasına kadar devam eden dönem Hitit İmparatorluk Devri olarak anılmaktadır. Bu dönemde, Kuzeybatı Suriye egemenlik altına alınmış, Mısır ile Doğu Akdeniz’in kuzeyinde egemenlik mücadelesine girişilmiştir.

Hititlere ait en önemli yerleşim hiç kuşkusuz ki MÖ.1650-1200 yılları arasında başkentlik yapan Boğazköy/Hattuşa’dır.  Büyükkale üzerinde bulunan saray ve resmi yapılar, kuzeybatısındaki yamaçtan güneye doğru surla korunan Yukarı şehir ve kuzeydeki Aşağı Şehir ile Büyükkaya’yı da içine alan surla çevrili kent geniş bir alanı kaplamaktadır. Kentin idari merkezi olan Büyük Kalenin kuzeybatı yamacında özel evler ile Büyük Tapınağın yer aldığı Aşağı Şehir bulunmaktadır. Aşağı şehrin merkezini oluşturan Büyük Tapınak Hatti’nin Fırtına Tanrısı ve Arinna Şehri Güneş tanrıçasına adanmıştır. Tapınağın çevresinde taş döşeli yollar, meydanlar ve bunların çevresinde depo odaları yer alır.

Yukarı Şehrin doğu kesiminde, Tapınaklar Mahallesi bulunmaktadır. Burada bulunan tapınakların hepsi benzeri oda gruplarından oluşmuş ve aynı düzende kurulmuştur.

Hattuşa’da bulunan kutsal mekânların en dikkat çekicilerinden biri tanesi, kentin biraz dışında yer alan Yazılıkaya Kaya Tapınağı’dır. İlkbahar aylarındaki yeni yıl kutlamalarında kullanıldığı düşünülen tapınağın kaya odalarına alçak kabartmalar işlenmiştir. Büyük odanın girişinde anıtı yaptıran kral IV. Tudhaliya kabartması, batısındaki kaya yüzeylerinde Hitit tanrı ve tanrıçaları betimlenmiştir. Büyük odanın kuzeyindeki kayaların yüzeyindeki ana sahnede baş tanrı Teşup, baş tanrıça Hepat, oğulları Şarumma’nın da bulunduğu yedi tanrı betimlemesi bulunmaktadır. İki yanında cin kabartmaları bulunan dar bir koridorla ulaşılan küçük odada kuzeyde bir heykel kaidesi, doğusundaki kaya yüzeyinde 12 savaşçı tanrı ile kabzası dört aslan figürü ile biçimlendirilmiş bir kılıç biçiminde betimlenmiş Nergal kabartması, doğusundaki kaya yüzeyinde Tudhaliya IV isim kartuşu ile bu kralın Şarumma ile birlikte betimlendiği kabartma yer alır.

Hitit Devletine önemli merkezlerden bir tanesi de Tokat’ın Zile İlçesinde bulunan Maşat Höyük/Tapigga’dır. Bu yerleşimde açığa çıkarılan sarayın depo odalarında 100 kadar tablet ve bulla bulunmuştur. MÖ 1400 yıllarına tarihlenen Hitit kralına bağlı bir beye aittir. Maşat Höyükte bulunan Miken testileri ticari ilişkileri göstermesi açısından önem taşımaktadır.

Dönemin bir diğer önemli yerleşimi olan Alacahöyük’te saray kompleksine iki yanında sfenksleri ve orthostat kabartmaları bulunan anıtsal bir kapıdan geçilerek ulaşılmaktadır. Kuşaklı kenti MÖ 16. yüzyılda kurulmuş, MÖ 14. yüzyılda ve MÖ 1200 yıllarında yangınla tahrip edilmiştir. Sur içi yerleşimi 18 hektarlık bir alana yayılan kentin surları Erken Hitit dönemine tarihlenmektedir. Akropolde çok sayıda odadan oluşan birimlerle çevrili bir tapınak bulunmaktadır.

Hitit sanatının günümüze kadar gelebilmiş en güzel örnekleri arasında kaya anıtları bulunmaktadır. Doğal geçitler ya da tatlı su kaynaklarının yakınına yapılmış bu anıtların dini işlevlerinin yanı sıra kralın gücünü yansıtan propaganda unsurları olarak da görülmektedir. Karabel Anıtı, Fraktin Anıtı, Eflatunpınar ve Yalburt Anıtı bu tip anıtlara örnek olarak verilebilir.

Kaş yakınlarında bulunan Uluburun batığı, Geç Tunç Çağında Doğu Akdeniz ile Ege Bölgesi arasında sistemli bir deniz ticaretinin varlığını kanıtlamaktadır. Batıkta ele geçen buluntular geminin MÖ 14. yüzyılın ikinci yarısında olasılıkla Ugarit limanından hareket ettiğini, Ege’deki hedefine ulaşamadan Akdenizde battığına işaret etmektedir. Gemide bakır, kalay, cam külçeleri, amforalar fayans, fildişi, gümüş ve altından eşyalar, boncuklar, çeşitli kaplar ve madeni silahlar bulunmuştur.

Batı Anadolu’da Geç Tunç Çağına ait diğer önemli merkezler arasında Troya, Klazomenai ve Panaztepe sayılabilir. Hitit İmparatorluğunun Doğu Anadolu’daki en önemli yerleşimleri arasında Korucutepe ve İmikuşağı sayılabilir. Tarsus’ta Gözlükule, Mersin Yumuktepe ve Tell Açana Akdeniz bölgesinde yer alan önemli Geç Tunç Çağı merkezleri arasındadır. Güneydoğu Anadolu bölgesi Geç Tunç Çağında iki farklı devletin egemenliği altındadır. Fırat havzasının batısında kalan bölüm Hitit İmparatorluğunun, doğusunda kalan bölüm ise Mitanni krallığının yıkılışından sonra Orta Asur krallığının egemenliğinde kalmıştır. Bu döneme ait en önemli yerleşimler Girnavaz ve Yukarı Dicle havzasında Üçtepe, Ziyarettepe, Giricano, Kenantepe ve Kavuşan Höyük kazılarında açığa çıkartılmıştır.

Kaynak: Arkeolog ünvan değişikliği sınavı ders notları

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.