Subliminal mesaj ve Heidi
Yıllardır tartışılan bilinçaltı mesajları yine gündemde. Buna göre özellikle reklamlarda ve çizgi filmlerde mekan içine gizlice serpiştirilen,pek çoğu cinsel içerikli simge veya resimlerle bilinçaltına birtakım kodlar yerleştiriliyor.Bu sayede zamanla amaca uygun davranış kazanımları elde ediliyor.
Denizbank reklamlarında Beyaz’ın giydiği kıyafetin göğüs kısmındaki Yahudi yıldızı gibi çok belirgin olanlar dışında mekan içine gömülü mesajları ilk bakışta farketmek oldukça güç. Bunun için herhalde çocuk olmak gerekiyor.Bunlar sanki pis bir şaka gibi.Benzer türden saklı resim oyunları Batı resminde öteden beri vardı:Elbise kıvrımları şeytan şeklini alır,bulutlar İsa’nın yüzüne dönüşür,ağaç yapraklarının dokusu arasında peri benzeri varlıklar gizlidir v.b.
80′li yıllarda Gırgır‘da merhum Oğuz Aral‘ın pazartesi derslerine katılırdım.Sıramızın gelmesini beklerken duvarlarda asılı karikatürleri incelerdik.İçerik yönünden basılanlarından çok daha kösnüldüler.Siyasi karikatür çizdirmezdiği için İster istemez zamanın vazgeçilmezi plaj karikatürlerine yönelirdik.Buna rağmen Aral bir keresinde Gırgır’ın muhafazakar bir dergi olduğundan dem vurdu.Bunu söylerken herhalde Hasan Kaçan‘ı düşünmüştü.
Günümüz karikatür dergileriyle kıyaslanınca Gırgır herşeye rağmen masum kalır.Penguen dergisinde en ileri sex karikatürleri görmüşümdür.Yani cinsellik üzerinden subliminal mesaj aranıyorsa her taşın altında illa siyonizm komplosu aramaya gerek yok.Bu öyle iddia edildiği gibi gizli de yapılmıyor;tam tersine bazen gözümüze sokuluyor.Mesela Shrek‘in ilk bölümü tuvalet sahnesiyle başlar.Tuvalet kapısının üzerinde ”Hilal” vardır.Bir tuvalet kapısının üzerine haç çizmek gibi asla yapmayacağımız bir hinlik.Bu ilk olarak kovboy filmlerinde kadraja giren tuvaletlerin kapılarında dikkatimi çekmişti.Benzer nedenlerle Ninja kaplumbağaları iki oğlumla beraber hiç izleyemedim.Başlarda anlam veremediğim bir tiksinti haliyle başımı çevirmek ihtiyacını hissediyordum.Çizgi filmin kahramanları lağımda yatıyor-kalkıyor,yiyor-içiyordu.Daha sonra izlediğim her filmde benzer sahneler bulacak derecede takıntılı hale geldim.Denemek isteyen bu alanda fazla zorlanmaz.Mesela aksiyon filmlerinin olmazsa olmazı lağımda kovalama sahnesidir.Bana göre insan ruhunu kirleten en yıkıcı bilinçaltı mesajı budur.Biz büyüklerimizin ”tuvalette fazla kalınmaz!Yoksa çarpılırsınız!”nasihatleriyle büyüdük.Ninja Kaplumbağalar’ın yaşadığı yerler bize göre değildi.
İster subliminal ister değil;çocukluk yıllarımın unutulmaz çizgi filmi Heidi‘nin kuşağımın davranışları üzerinde pek çok olumlu etkisi olmuştur.Büyüklere,küçüklere,engellilere,hayvanlara,doğaya saygı ve sevgi gibi çocuklarımızı ulaştırmayı düşündüğümüz yüce erdemler adına ne varsa rol model olarak Heidi’de mevcuttu.Peter’le Alp dağlarının Pol ve Virjini’si gibiydiler.Yemyeşil çimenlere uzanır,bulutlardan resimler çizerdi.Yavru bir kuş gibi dedesinin kucağında kanatlanır,samandan yatağında tabiatın ninnisiyle deliksiz uykular çeker,çıplak ayaklarıyla toprağı kutsarken kutsal kitaplardan fırlamış minik bir azize gibiydi:”Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar…”Onlara şöyle seslenilir: “İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz”. (A’RAF/43)Yüce Tanrım! Heidi’yi de bu güruha dahil et!-Amin.
Heidi zaman zaman şaheser paragraflar üzerinden ses verir:Dağlar arakasından sabah gelir,ama başka yerlerde güneşin çoktan doğduğunu insan kırlangıçlarla birlikte anlar.Sabahları bazan taa buraya kadar yürür,beni selamlayan güneşi karşılarım.Doğa durgun olur,arılar,yılanlar daha ortaya çıkmamıştır.Ben ve dünya ,birbirimize ,neden varolduğumuzu,neden bu saatte burada olduğumuzu,amacın,en büyük amacın ne olduğunu sorarız…Başkaları doğaya bakınca orada kendi sınırlarını,yetersizliklerini,korkularını görürler.Sonra kendi zayıflıklarından korkup doğanın sınırsızlığı,büyüklüğü derler buna.Ben ise doğada benimle konuşan,bana ayakta tutmam gereken kendi irademi hatırlatan güçlü bir tebliğ,zengin bir yazı görürüm,onu kararlılıkla,acımasızlıkla,korkusuzca okurum.”(Orhan Pamuk,Yeni Hayat)
Heidi’nin zihnime mıh gibi çaktığı subliminal mesajlar işte bunlar(!’)’ ‘Anne,babam yine internette Heidi’yi seyrediyor” diyerek bıyık altından bana kıs kıs gülen Pokemoncu çocuklarımın beni anlamasını beklemiyorum.Akıl Oyunlar’ı filminin şizofren profesörü John Nash‘ın çocuk kahramanı gibi,Heidi benim için hiç büyümeyecek:Ya da benden bir parça ölünceye dek Heidi’yle aynı yaşta kalacak.
Kenan Böğürcü-07.12.2011
Emeğinize sağlık Kenan hocam.