Ergenekon.. Firavun Faresi.. Sinema..

“Amerika’da bir arkadaşım vardı. Kendisi öyle komplo teorilerine hiç itibar eden birisi değildir. Ancak filmi seyrettikten sonra Dallas’a gitti. Geldikten sonra, mümkün değil gerçekten, dedi…”

Mümkün olmayan, John Fitzgerald Kennedy’nin (JFK), yani bir Amerikan başkanının Dallas’ta öldürülmesi üzerine söylenen teknik açıklamaların olay yeri ile tutarlılığı, diğer bir deyişle, dönemin Amerikan hükümeti ve basınının Kennedy suikasti ile ilgili anlattığı hikayenin en can alıcı kısmının, yani tek bir suikastçı ve buna uygun suikast yeri ve olay organizasyonunun doğru olmadığıdır. Bunu bana anlatan ise Türkiye’de yaşayan Amerikalı bir akademisyendir.

Konuya Can Dündar’ın Mustafa filmi tartışılırken gelmiştik. Arkadaş grubunun içinde filme henüz gitmeyen yalnızca akademisyen arkadaşım ve bendik. Film hakkında konuşulurken konu büyük tarihsel kişilikler ve olayların sinemaya aktarılmasına gelmiş ve ben de Oliver Stone’un yaptığı JFK filmini öne sürmüştüm. Çünkü bu filmi belgesel türe yakın sinema eserleri arasında bir başyapıt olarak görürüm. Ancak, JFK benim için yalnızca önemli bir sinema eseri değildir; o aynı zamanda büyük komploların ruhunu anlamak için ihtiyaç duyduğumda yeniden izlediğim bir tür şifre çözücü gibidir benim için ve bugünlerde filmi yeniden izleme ihtiyacı garip bir biçimde sızdı içime ve dün sabaha karşı biten (filmi izlemeye 23:30′da başladım ve ihtiyaç molalarıyla birlikte zaten 189 dakika olan film bittiğinde saat 03 civarıydı) filmin ardından yatağa girdiğimde zihnimde filmin açılış cümlesi çınlıyordu: “Prostesto edeceğiniz yerde susarak günah işlerseniz insanlardan korkaklar üretirsiniz” (Ella Wheeler Wilcox)

Beni belki on kez izlediğim bir filmi yeniden izlemeye iten sebep ise Ergenekon soruşturması ile ortalığa saçılan dünya kadar “bilgi”nin içinde “istidatlı bir okuyucu” olarak bile yönümü kaybettiğimi hissettiğim anların olmasıydı. Kendimi 2455 sayfalık Ergenekon iddianamesinin verileri arasında sanki bir an JFK suikastini örtbas etmek için kurulmuş Warren Komisyonu’nun binlerce sayfa tutan ciltler dolusu hikayesini okurken buldum. İçimdeki savcı, tıpkı filmde olduğu gibi haykırıyordu: “sor hadi, sor!”… Ama doğru sorular bir türlü sorulmuyordu Ergenekon’da.

Sinemadaki belgesel yan ayrı bir estetik tartışma konusu; sonuçta gerçekçi sinemadan anladığım o sinemanın belgesel olması değil elbette. Ancak bu günler Oliver Stone’nun JFK’sının yeniden ve belki de defalarca izlenmesi gereken günler. Kennedy suikastini anlamak için Firavun Faresi Operasyonu‘nu anlamak gerekiyor. Peki, Ergenekon’u anlamak için neyi anlamak gerekiyor? JFK izlenmeli ve filmde Kara Operasyonları üst düzey askeri yetkilisinin yönünü kaybetmemesi için savcıya sorduğu 3 soruyu herkes bu ülkeye uyarlayarak kendine sormalı!

1. Ergenekon’dan kimin çıkarı vardı?

2. Kim Ergenekon’u organize edecek yetenektedir?

3. Ergenekon’u örtbas etmeye kimin gücü yeter?

3 Yorum

  1. entellekt diyor ki:

    anksyite, buraya bu tarz linkleri koymaya başlasak sanatkop’ta haber için yer kalmazdı. al işte, savcılarla ilgili son gelişmeler. rezalet.. skandal…

    Cevaplamak için giriş yapın
  2. anksiyete diyor ki:

    entellekt haklı mı ki acaba?
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11357733.asp?gid=229

    Cevaplamak için giriş yapın
  3. entellekt diyor ki:

    Şimdi de Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü haberi üzerine seyredilir JFK!!!!

    Cevaplamak için giriş yapın

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.