Çalışmalarının tekrar üretilebilirlik çağındaki adam

Ever After-vertGaleri Artist Alman fotoğraf sanatçısı Claudia Rogge’un İstanbul’daki ilk bireysel sergisini sanat severlerle buluşturmanın gururunu yaşıyor.

Claudia Rogge’un anıtsal fotoğrafları kültürel tarih içinde niceliksel bir alanı göstermektedir. Rönesans zamanı tarafından temsil edilen eski Avrupa bakış açısını, dijital çağda modern Avrupa’ya tercüme ediyor. Aynı zamanda, kişiler ile topluluklar arasındaki değişen ilişkileri inceleyerek, insanlık tarihindeki sosyal düzenin ana temasını soruşturuyor. Claudia Rogge resimlerinde farklı halk kitlelerine mensup bireyleri kullanarak toplulukları betimliyor.

Sanatçının  İstanbul’da sergilenen çalışmaları serilerinden kesitleri içermektedir. Bunlardan biri olan Rapport 150305 (2005) ve aynı isimdeki seri olan Rapport (2005) kalabalık ile süslenme arasındaki ilişkiye odaklanır. Fotoğrafçı anonimliğin doğasını sorgularken diğer yandan şahıs ile kitle arasındaki ayrımı destabilize ederek muhteşem bir iş çıkarıyor. Bu ilerideki seriler için vurucu bir noktaya dönüşüyor: “insanın süslenme kaynaklı vücutsuzluk halinden yücelmesi

Galeri Artist aynı zamanda rol yapma düşüncesi, maskeleme eğilimi ve teatral etkileşimlerle güçlendirilmiş Divinium (2007) serisini de sunmaktadır. Birçok yönüyle, mimik içermesi, daha önceki serilerin dekoratif yapılanmasını akla getirmesine rağmen, bütün olarak düşünüldüğünde bu çalışma açık yer değiştirmeleri sistem dışında bırakıyor. Claudia Rogge ‘un The Masks serisinde vurguladığı bireysellik fenomeniyle özgürce oynama, bireyin pozisyonunu küçük toplulukla açmak ve (içte) bölünebilir olmak durumunu anlatıyor.

2011 senesine gidildiğinde  EverAfter  adlı eserde sanatçının teatral dünyaya daha derin girdiğini görüyoruz. Claudia Rogge edebiyattan da ilham almıştır. Şu ana kadar ki en büyük serilerinde Dante gibi görsel temalar kullanan Rogge çoğu film stüdyosuna rakip olabilecek ekipmana ihtiyaç duymuştur. Yaklaşık 40.000 resimi işlemden geçirebilmek için sayısız katılımcı ve ihtiyaçların yanı sıra özel bir storyboard ve koreografi kullanmıştır.  2012’de Barok tavan freskolarından ve vanitas resimlerinden etkilenerek “Lost in Paradise” serisini yarattı ve başarılı olmak için hiçbir efordan sakınmadı, diğer serilerinde de varolan noktalara değinip bunları geliştirdi: “Klonlanmış bir resmin işlenmesinden, teatral bir görevden, çıplaklıktan, filme benzer bir orkestrasyondan yükselen; kitlenin kişiye karşı ikiyüzlülüğü”. Claudia Rogge’un Per se  2013′ündeki modern üç parçalı tablolarda, porte ve çıplaklık fikrini nasıl taze bir havayla yansıttığını görüyoruz. Aynı zamanda sanat tarihine de hakim olan sanatçı “ Elements and Structure” (Elementler ve Yapı)’da bütün unsurlar birbiri ile ilişki içerisinde kullanmıştır. Üçlemenin yapısı Claudia Rogge’un çalışmalarına uymaktadır.

1 Kasım 2013 akşamı 18.00’da Galeri Artist’te açılışı gerçekleştirilecek olan Claudia Rogge sergisi bir ay süresince sanatseverlerin ziyaretine açık olacaktır.

 

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.