Çünkü Yılmaz Erdoğan da (kolay giriş yapmadığı) o sistemin bir parçası artık. İstediğini, istediği şekilde tanıtacak, ünlendirebilecek güçte ve bunun son derece farkında.

Onları, önce bir üniversitenin konferans salonunda, sonra aynı günün akşamında Olgunlar Sokak’taki bir mekânda dinliyorum. Bilge Karasu’nun “Usta Beni Öldürsene” adlı öyküsünü okuyorlar birlikte.

Süreyya Köle’nin Van Erciş’te yaşayan yazar Mehmet Uçan’la yaptığı keyifli söyleşiyi sizlere sunuyoruz.

Süreyya Köle’nin Hilmi Etikan ile yaptığı söyleşiyi keyifle okuyacaksınız…

“Normal koşullarda röportajlarım için bir giriş kısmı oluştururum. Sinema yönetmeni Reis Çelik’le öyle enteresan koşullarda bir söyleşi gerçekleştirdik ki kısa bir girişle anlatılacak gibi değil. Röportajın perde arkasını, “İnadına Röportaj Yapmak”ı başka bir yazımda paylaşmak üzere söyleşimize geçiyorum.” Süreyya Köle

Ömer ASAN’la “Kardeş nereye: MÜBADELE” adlı filmi üzerine konuşalım istedik; filmini izlerken aklımızda oluşan soruları kendisine yöneltelim…” Süreyya KÖLE

Sizin için, Dünya Öykü Günü’nün kurucusu, bir başka deyişle fikir babası Özcan Karabulut’la bir söyleşi gerçekleştirdik. İstedik ki Dünya Öykü Günü’nün ilk ilan edildiği günden bugüne olan biten ne varsa ilk ağızdan işitin.

Tam da bu noktada İstanbul Fransız Kültür Merkezi Görsel-İşitsel İşbirliği Bölgesel Ateşesi Luciano Rispoli’nin ettiği söz o kadar anlamlı ki: “Kalitelerin içinde öyle bir kalite bilirim ki: Hilmi ETİKAN”

Süreyya Köle kimdir?

“Anlatsam hayatım roman olur. ”Bir de yazabilseler… Kim ağzını açsa hayatı roman. Başa gelmiş bin türlü iş, anlatmakla bitirilemeyecek onca yaşanmışlık…