Ziya Osman Saba Ali Emiri’de anılıyor
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli simâlarından Ziya Osman Saba, Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde (Vatan Caddesi, Emniyet Müdürlüğü yanı) anılacak. “İstanbul’un iyi Şair ve Yazarı Ziya Osman Saba” başlıklı toplantı, 18 Nisan Cuma günü saat 17.00’de başlayacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen toplantının konuşmacısı edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım olacak. Yardım “Edebiyatımızın İçinden” programında Ziya Osman’ın hayatını, eserlerini, fikirlerini ve etkilerini anlatacak, şiirimizdeki özgün yeri üzerinde duracak. Şiirleri, nesirleri ve hikâyeleri ile edebiyatımızın seçkin isimleri arasında yer alan Ziya Osman Saba hakkında yayımlanmış iki kitabı bulunan Yardım, konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularına cevap verecek. Katılımın serbest olduğu programda Ziya Osman Saba’nın fotoğrafları, eserleri de sergilenecek.
Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Binbaşı Osman Bey, Paris askeri ataşesi idi. Sekiz yaşında iken annesini kaybetti. Bu kaybın hüznünü hep hissetti ve eserlerine yansıttı. Mütareke yıllarında yatılı olarak başladığı Galatasaray Lisesi’nden 1931 yılında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1936’da mezun oldu. Fakültede öğrenci iken Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde, mezuniyetten sonra da Emlak ve Eytam Bankası’nda çalıştı. Daha sonra Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu’nda görev yaptı. Kalp hastalığı üzerine evine çekilerek Varlık Yayınevi’nin yayın işleriyle meşgul oldu.
Lise öğrenciliği yıllarında şiir yazmaya başladı. İlk şiiri 1927’de Servet-i Fünun dergisinde yayımlandı. Bu dergide tanıştığı edebiyatçılarla Yedi Meşale topluluğuna katıldı. 1928’de altı lise arkadaşı ile birlikte (Yaşar Nabi, Sabri Esat, Cevdet Kudret, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi, Kenan Hulusi) Yedi Meşale isimli ortak kitap yayımladılar. Ziya Osman, kitabın başarısı üzerine Yusuf Ziya Ortaç’ın desteğiyle çıkarılan ve yayımı sekiz sayı süren aynı isimdeki derginin kurucu yazarları arasında yer aldı. Ömrü boyunca bu topluluğun şiir anlayışına bağlı kalan tek Yedi Meşaleci oldu. Derginin kapanmasından sonra şiirlerini Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasında yayımlattı, daha sonra Varlık, Yücel, İçtihad ve Ataç dergilerinde göründü.
Çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullandı ama muhtevada hep yerli ve milli anlayışa bağlı kaldı. Şiirlerinde çocukluk hâtıraları, ev ve aile sevgisi, yoksullara karşı duyarlılık, küçük mutlulukların sevinci, Allah’a bağlılık, kadere tevekkül, ölüme rıza ve ölüm ötesi gibi konuları işledi. Hecenin yanısıra özellikle son dönemlerinde serbest biçimde ve duru bir dille yumuşak, hüzünlü ve mistik şiirler yazdı. Hikâyelerinde ise genelde hâtıralarını anlattı. Çok sevdiği dostu Cahit Sıtkı’nın kendisine gönderdiği mektuplar 1957’de Ziya’ya Mektuplar adıyla kitaplaştı.
Yedi Meşale’den sonra ilk kitabı olan Sebil ve Güvercinler 1943 yılında yayımlandı. 1947’de ikinci şiir kitabı Geçen Zaman Varlık Yayınları arasında çıktı. Bu kitap, şairin Sebil ve Güvercinler kitabındaki şiirlerle 1943-1946 yılları arasında yazdığı şiirlerin bir araya gelmesinden oluşuyordu. İlk hikâye kitabı Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi 1952’de günışığına çıktı. Goncourt Kardeşler’den roman çevirileri yaptı. 29 Ocak 1957 tarihinde Kadıköy’deki evinde kalp krizinden vefat etti. Eyüpsultan’daki aile mezarlığında toprağa verildi.
Saba’nın Nefes Almak adlı şiir kitabı ile Değişen İstanbul adlı hikâye kitabı ölümünden sonra basıldı. Mektupları, sohbetleri ve yazıları ile röportajları Tahsin Yıldırım tarafından Konuşanlar Bir Hüzünle Sesinde isimli kitapta toplandı. Hakkında yazılanlar ise Ziya Osman Saba Sevgisi (Mehmet Nuri Yardım) adlı kitapta bir araya geldi.
Son Yorumlar