TÖRE

Sadece sessiz hıçkırıklar bozuyordu gecenin karanlığını.
Bazen amansız haykırışa dönüşürken, bazende bir hırıltı andırıyordu.
Kadın yerde iki büklüm yatarken,
Birden fırladı ayağa.
Başı dik, bakışları sert,
Ve birden başladı bağırmaya.
Ne zaman bitecek!
Kaç can daha yanmalı.
Ve kaç ocak sönecek ki,
Bitsin!
Baktı kana bulanmış haline,
Ve başladı tekrar ağlamaya.
Töre diye hıçkırdı kadın,
Aldın canımı benden!
Şimdi ben neyle avunayım.
Kimden hesap sorayım.
Söktünüz diri diri kalbimi,
İnsanlıktan ne zaman çıktınız böyle.

Yoksa anlaşmaya mı oturdunuz şeytanla?
Ruhunuzu mu sattınız ona?
O kadar aç ki gözünüz,
Doyurmuyor aldığınız canlar.

Ah oğlum ah..
Sende mi kurban gidecektin töreye?
Sen ki benim canım, sen ki bebeğim,
Hala küçücüksün gözümde.

Hadi öldürün beni de!
Öldürün ki, kavuşayım yavruma.
Dağlanıyor kalbim
Sanki kezzap içmiş gibiyim.

Yeter artık cahil kalmayın!
Sizin evladınız yok mu?
Canı yananları görürken,
Ne olur töreye bağlanmayın.

Değişmez düşünceleri,
Çünkü kör gönül gözleri
Taşıyor ruhlarından kin,
Töreye asıl kurban gidenler onlar!

Yorum yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.