TESİYAP: Emek Sineması ile ilgili yalnızca 2 bakış açısı yok!

Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği Emek Sineması tartışmalarının “sadece iki yaklaşım varmış gibi bir algı üretilmesi”ni eleştirdi. Konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:

 

Son iki yıldır sektörümüzün ana gündem maddesi haline getirilmeye çalışılan “Emek Sineması’nın Durumu Ne Olacak” yaklaşımı 9. İstanbul İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını iptâl etmesi ile yeniden sektörümüzün gündemine gelmiş oldu. Ülkemizin en önemli sinema ve film yapımcılarını bünyesinde barındıran yapımcı meslek birliği olarak başından bu yana ortaya koyduğumuz yaklaşımı kamuoyu ile de paylaşma gereği duyduk.

Paylaşma gereği duyduk çünkü; Ülkemiz televizyon endüstrisinin tamamına yakınını ve seyircisiyle sinemada geniş kitleleri buluşturan sinema filmlerinin çoğunluğunu üreten üye portföyüne sahip TESİYAP olarak; bu konuda kamuoyunda sadece iki yaklaşım varmış gibi bir algı üretildiğini ve medyatik ses çıkarmanın haklı olduğu bir yaklaşımın kamuoyuna dayatıldığını görmekteyiz.

Öncelikle, Emek Sineması meselesi olarak ortaya konulan meselenin iki farklı sermaye yaklaşımının çatışması olarak görmekteyiz. Bu iki farklı sermaye yaklaşımını kurumlar ve şirketler üzerinden ifade etmek polemik yaratmaktan başka bir anlama gelmeyecektir.

Ancak;

Güç dengeleri içinde sözü eğip bükmenin bir anlamı yoktur. Zihinsel berraklığın da sağlanması gerekmektedir. Bu Amerikan tarzı kapitalizm ve Avrupa tarzı kapitalizmin kendi içinde yaşadığı kültür politikası, dolayısıyla sermaye (kâr / zarar) çatışmasının resmidir.

İşin bizi ilgilendiren ve rahatsızlığımızı oluşturan kısmı ise sinemanın bu çatışmada bir maske, bir kılıf olarak kullanılmasıdır.

Bu konuda yaklaşımımız çok açık ve nettir. Biz yapıların mitleştirilerek kutsanmasını ne kadar ilkel bir davranış olarak kabul ediyorsak, kültürel ve tarihi derinliğin ifadesi olan sembol yapıların insan üzerindeki, yaşayan zaman üzerindeki etkisinin de hoyratça görmezden gelinmesini de bu kadar ilkel bir davranış olarak görmekteyiz.

Tam da bu bağlamda dikkatleri ülkemizde sinemanın nabzının attığı yer olarak bilinen ve dünyada eşine az rastlanır bir cadde olan İstiklâl Caddesi’nde (Cadde-i Kebir’de) yok olan sinema salonlarımıza çekmek gereğini duyuyoruz.

Yok olan ve yok olmamak için adeta can çekişen sinema salonlarımıza dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.

9. İstanbul İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını iptâl etmesi üzerine, aynı konuda patinaj yapılmasını artık yararlı bulmuyoruz. EMEK’in işlevselliğine kavuşması gerçekliliği karşısında durmanın, asıl o zaman kaybolmuş EMEK’i tamamen kaybedeceğimizi düşünmekteyiz. EMEK’in korunarak kat değiştirmesini sorun olarak görmemekteyiz. Yeter ki, EMEK işlevselliğine kavuşsun. Sadece EMEK’i değil EL-HAMRA’yı, RÜYA’yı, ALKAZAR’ı geri istiyoruz. Can çekişen ATLAS’a, BEYOĞLU’na, CİNE MAJESTİC’e el verilmesini, bu salonların yeniden sinemanın kalbinin attığı mekânlar olmasını istiyoruz.

İstiklâl Caddesi’ne bir kimlik kazandırdığını düşündüğümüz bu salonların film seyretmek için gerekli teknik ve fizik şartlara kavuşturulmasını istiyoruz.

Ülke sinemamızı “ticari sinema”, “sanat sineması” gibi ayrıştırmalara tabi tutmanın son on yılda hem gişede hem de uluslararası alanda ivme yakalamış ülke sinemamıza yapılacak büyük bir haksızlık olduğunu söylüyoruz.

Çıkarlar arasına sıkışmış bir kültür sanat yaklaşımının dışına çıkılması gereğinin altını çizerken, kendi üretim süreçlerimizi, dolayısıyla kendi kültürel ve sanatsal yaklaşımımızı kendi zeminimiz üzerinden geliştirerek yol alabileceğimizi başta kamuoyu olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşlara bildiriyoruz.

TESİYAP
TELEVİZYON VE SİNEMA FİLMİ YAPIMCILARI MESLEK BİRLİĞİ

Kamil KOÇ
Genel Sekreter

Yorum Yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.