Lilith ve Havva’nın çocukları…

Lilith, Adem ve Havva cennet bahçesinde (Michelangelo)

Tevrat’ın ilk bölümü olan yaratılış Bab ında, Adem’ le berarber bir dişi yaratıldığından, ikinci bölümünde ise Ademin’in kaburga kemiğinden bir dişi yaratıldığından bahsedilir. İlk bölümde Adem’le birlikte yaratılan ilk kadının adı Lilith’tır.  Adı hep kötülükle anılsa da, aynı zamanda iyi, uysal, iteatkar kadının varoluş nedinir. Kötü kadın özgürlüğü, eşitliği tercih etmeseydi, Havva’nın yaratılmasına elbette ihtiyaç duyulmayacaktı.

İbrani etimolojisinde Lilith sözcüğünün kökeni, “layil,” yani “Gece”den gelir. Lilith ‘la ilgili en eski ve bilindik efsane şöyledir.  Tanrı Adem’le, Lilith’i yaratır ve onları cennete yerleştirir. Ama onlar cennete olmalarına rağmen, bir türlü huzur bulamaz. Adem ilişkide her alanda söz sahibi olmak ister. Ancak Lilith buna karşı çıkar. Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem’in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını,  eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith’i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem tavırlarında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalarının zor olacağına karar verip Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Sahip olduğu olanakları terk eden Lilith’in yeri artık dışlanmışların arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı’ya dua ederek Lilith’i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği geri çağırmak üzere Lilith’e gönderir. Meleklere, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini emreder. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir…

Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınlarında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunulmayacaktır. Lilith artık kötüler tarafına geçmiştir.
Bunun üzerine Tanrı Adem’in kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Bu yeni kadın, Adem’den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır.

Kabalacılar için Lilith temiz olmayan, fahişe bir kadını simgeliyor. Kabala’daki bir paragrafta, ayrıldıktan sonra Adem’i yeniden baştan çıkardığı yazıyor. İşlediği bu günahtan sonra Adem, 130 yıl cinsel pehrizli yaşar. Adem, böyle bir şeyin tekrar başına gelmemesi için, kendini dikenlerle korumaya çalışır. Ancak uyurken Lilith Adem’in üstüne çıkar ve onu uyararak boşalmasını sağlar. Lilith, bunun ardından “insanlığa ceza” olarak adlandırılan yaratıkları dünyaya getirir. Bunun ardından adı “tohum hırsızı”na çıkar.

Efsaneler böyle uzar giderken kötü çocukların  kötü kadın Lilith’tan, iyi çocuklarsa iyi kadın Havva’dan olmadır gibi yüzeysel bir sonuca varılabilir mi?

Yaratılış efsanelerine bir dönelim, Havanın ve Lilith’ın kendi çocukları olur. Lilith’ın  doğan çocuklarına “Lilim” adı verilir ve bu çocukların insanlara zarar vereceği söylenir.

TOPLUMSAL GERÇEKLİKTE LİLİMLER

Lilimler;  akıl (çoğu kez şeytanla ilişkilendirildiğinden) ve ilk eşitlik hakkını savunduğu, otoriteyi tanımak da uyumsuz olduğu için yasak adı söyleyerek ilk anarşist eylemi gerçekleştiren Lilith’dan olma çocuklardır.  Onları toplum içinde seçebilirsiniz çünkü toplumların kendi içinde yarattıkları sosyolojik dengelere uymakta ve yaratılan her cennete teslim olmak yerine nedenselliğini araştırarak, yapay cennetlerin huzurunu kaçırırlar. Toplumla uzlaşamazlar çünkü dayatılan her otoritenin aslında özgür ruhun teslimiyeti olduğunu bilirler. Annelerinden kalma kötü bir alışkanlıkla günün birinde mutlaka yasak  adı haykırarak söylerler. “ÖZGÜRLÜK”

Eşitliği ve yasak adı haykıran her “Lilim”  toplumsal cennetten uzaklaştırılır. Eşitlik ve özgürlük yan yana anılmaya başlandığında, iktidar güçlerin huzuru bozulur. Bu yüzden her Lilim tehlikeli olarak adlandırılır. 60 yıllarda “ Lilimler” bana kalırsa “Hippi” olarak bir araya gelirler. 1965 te “hippi” sözcügünün ortaya çıktığı ve bu olgunun geliştigi yıl ABD Vietnama’a asker gönderir ve buna birçok başkaldırı ortaya çıkar. Dünyaca ünlü boks şampiyonu Muhammed Ali Clay, bu dönemde basın açıklması yaparak vietnam savaşını kınadığını ve askere gitmeyeceğini söyler. Bundan dolayı ünvanı alınır ve 3 yıl süreyle ringlerden uzaklaştırılır. Zenci devrimci lider Malcolm X öldürülür ve zenci birliğinin başına Martin Luther King gelerek ünlü söylevi “Bir Hayalim Varı” bu dönemde verir.

ABD’de sisteme aykırı hareketleriyle ön plana çıkan hippilerde özgürlükçü ve antimilitarist akımlar oluşmuştur. ABD’deki 60 kuşağının en önemli hareketi o zaman ABD’nin yürüttüğü Vietnam Savaşı’na karşı hippilerin muhalefetiydi ve bu dönemde ABD’deki gençler orduya girmeye zorlanıyordu.

LİLİTH VE FEMİNİZİM

Modern zamanda Lilith feminizmin sembolü olur.  Kendi eşitlik haklarını arayan, eşit yaradılışın denk hakları olduğunu savunan Lilimlerin (feministlerin) sesi bir rüzgar gibi esip, kendi haklarını erkeğin dünyasına teslim etmiş, iyi kadın Havvanın kızlarına ulaştığında iteatkar kadın arayan ataerkil toplum düzeninde kafa tutar.

Feminizm, bir teori olduğu gibi aynı zamanda da “hak eşitliği, insanlık şerefi ve kadınlara karar verme özgürlüğü” amaçlarıyla, politik bir harekettir. Feminizm, kadınlara cinsiyet hiyerarşisi baskısının sona ermesi ve toplumsal cinsiyet tutumlarının aynı değerde olması için toplumun değişimini amaçlar. Proleter kadın hareketlerinin önder teoricileri Clara Zetkin, Friedrich Engels, August Bebel ve Alexandra Kollentai idi.

Friedrich Engels etnolojik çalışmalar yapmasından dolayı bunların sonucunda “Der Ursprung der Familie, des Privateigentums und des Staates” (“ailenin, özel mülkün ve devletin kökeni”) adlı yapıtını ortaya koydu. Ataerkilliğin insanlık tarihinin en başından beri var olduğu kanısı ortaya çıktı ve erkekler biyolojik miraslarıyla ilgilenmeye başladılar. Bu da sadece kadın cinselliği sınırlandırılıp kontrol edilebildiği takdirde mümkündü. Ataerkil, tek eşli evlilikler bu amaca hizmet ediyordu. Çünkü kadınlar bu şekilde baskı altında tutulabiliyordu. “Anaerkil” ve “Ataerkil” arasındaki çizgiler daralmaya başladı ve August Bebel bu değişim içindeki güçlü değişimlere ve karakterlere dikkat çekmeye başladı. Özellikle “Amazonensagen” adlı eserinde kadınların haklarından mahrum bırakılmasına karşı güçlü duruşlarını ele almıştı.

LİLİMLER VE EDEBİYAT

Edebiyatta ise Lilimler bence Beat kuşağı yazarlarıdır. 2.dünya savaşı sonrası Amerika’nın bireyselliğe saygının yitirildiği, otonom bir yaşam düzeninin kurulmaya başlandığı dönemde tam özgürlükçü yeni bir biçimi başlattı.

Beat Kuşağı ilk New York’ta bir araya gelen ve daha sonra batı yakası kardeşliğine katılan bir grup Amerikan şairleri ve yazarlarından oluşmuştur. Bu hareket 1950 ve 60’lı yıllarda belirgin hale gelmiştir. Beat Kuşağı doğaçlama, tutkulu diyalog, açık cinsellik ve uyuşturucu deneyimleriyle ilgilenmiştir. Çalışmaları bunlara yansımış ve sonrasında yerleşik edebi dergilere sızmaya başlamıştır. Beat Kuşağının post modern edebiyata etkisi yadsınamaz. 1950′li yıllarda konformist bir hayatı yücelten ABD toplumunun değerlerine karşı olan bu yazarların en önemlilerinden biri olarak kabul edilen Jack Kerouac aynı zamanda “Beat Kuşağı” terimini de öneren ilk isimdir.

Jack Kerouac’ın Yolda (On the Road, 1957) ve Zen Kaçıkları (dharma bums), Allen Ginsberg’in Uluma (Howl, 1956) ve William S. Burroughs’un Çıplak Şölen (Naked Lunch, 1959) adlı eserleri bu akımın ilk ve önemli yapıtlarındandır.

HAVVA’NIN ÇOCUKLARI

Hareket ve gelecek rahatsız ruhlardan doğar. Lilith itaat etseydi ne Havva var olurdu ne de Havva’nın çocukları…

İşte hepimiz buradayız aynı dünyada, aynı gıdalardan beslenip, aynı havayı soluyor aynı otobüste yol alıyoruz. Otobüsü kullanan tanrı için yolculuğun bedelini ödediğin sürece hiçbir sorun yok. Hepimiz için son durak aynı. Yaşam denen otobüsün, eninde sonunda ölüm adı verilen son güzargaha varacağını düşünürsek, koltukta oturup, pencereden dışarıyı izlemek yerine otobüsten inip, yürüyerek, tadını alarak, dokunarak, değiştirirek, biraz üstünü başını kirleterek yolculuk etmek de ne zarar var. Anlamalı ki Lilimler, ruhlarının kullanım klavuzu olmayanlardır.

Efsaneye dönecek olursak, daha bebekken Lilith’ın seni en az bir kere gördüğünü var say ve sonra dönüp kendine, kendinde ne gördüğünü fısılda ona, geceye ait olana…

Yorum Yapın

Yorum yapmak için buradan giriş yapmalısınız.